Sessizlik.
Ama öyle herkezin duyabileceği daha doğrusu duyamadığı hatta bilemediği içindeki sessizlik.
İşte en kötü sessizlik o biliyorsun dimi?
Ben ne içimdeki sesi susturabildim nede duyurabildim bunu Dünya'ya.
Ama en çok sevdiğim özelliğim oldu bu.
Beni diğerlerinden farklılaştıran kimse duyamasada yada bilemesede benim bilmem kendi içimdeki o susmayan bıcır bıcır konuşan hatta bazen beni azarlayan bana kızan o hiç susmayan sesi duymam yetti.
Şuan bile konuşuyor benimle.
Anlatıyor sürekli bişeyler geveliyor bazen açık konuşmuyor ama benden birşey gizleyemiyor yinede.
Çünkü yalan söylemeyi hiç beceremiyor.
Zaten yalanda denmez onlara penbe tatlı küçük hikayeler gibi oyun gibi.
Sadece mutlu olmam için yapıyor onuda.Yoksa yalan söyleme gibi huyları yoktur.
Yalan söylemeyi söyleyenide pek sevmez anlayacağın.
Hergün her dakika hatta bazen her saniye duyduğum başka seslerden yada başkalarının sesinden daha güzel o içimdeki ses çünkü o sessizliğin hiç bilinmeyenin tınısı.
Benim aynam.
O aynanın o eşi bulunmaz tınının birgün yok olup gitmesinden onu duyamamaktan çok korkuyorum.
Ya benide diğerlerini bırakıp gittiği gibi kendimle başbaşa...
Of düşünmesi bile ürpertiyor.
Susma!
Susmasın hiç!
Hep konuşsun ki diğerleriyle yani ya sağır bırakılmış yada o sesi inkar etmişlerle onu yitirmiş insanlarla aramdaki o gerçek sonsuz farkı hiç kaybetmeyeyim.
En büyük yalnızlık hatta en büyük kayıp içindeki sesi, seni sen yapanı duyamamak..
Şimdi dur kendini geriye yasla ve gerçekten ne kadar sağır olabildiğini anladığında benden de fazla çıkmazda olduğunu anlayacaksın..
Tek ve çok büyük bir fark çıkmazlarımız da ben her duyduğum tınıyı melodiye dönüştürebilirken aslında sen sağırlığın verdiği o derin boşlukta kaybolacaksın.
İçimdeki melodinin notaları tonlamaları...Bitmeyen bir şarkı.Benim şarkım.
Sadece benim çalabildiğim sadece benim duyabilidğim sözleri doğaçlama an ve an değişen, parçam..!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder